Adet Fizyolojisi
KADININ ÖZEL GÜNLERİ
Kadının fizyolojisini tümü ile inceleyecek olursak birkaç kitap yazmak gerekir. Menopozda en önemli belirti âdetin kesilmesidir. Bu nedenle burada sadece adet fizyolojisi ile ilgili kısa bilgi vermek istiyorum.
Özel bir yapı gösteren içsalgıbezlerinde veya bir hücre grubunda oluşarak kan yoluyla organizmanın her tarafına yayılan ve organların çalışmasında, metabolizma olaylarında etkili olan maddelere hormon diyoruz. Hormonlar birbirlerinin etkilerini destekleyerek veya önleyerek vücutta oluşan olayların normal sınırlar içinde devamını sağlar. Bunun işlemesinde sinir sisteminin ve vitaminlerin önemli rolünün olduğunun unutulmaması gerekir.
Cinsellik, âdet kanamasının düzenlenmesi ve üremeyle ilgili en önemli hormon bezleri beyindeki hipofiz ön bölümü ile karın boşluğundaki yumurtalıklardır. Hipofiz bezi beynin hemen altında “Cella Turcica” “Türk Eğeri” denen özel bir bölüm içinde yer alır ve yumurtalık hormonlarının salgılanmasını düzenler. Hipofiz ön lobu denen bölümünden salgılanan hormonlar ise beyindeki hipotalamus denen bölümdeki cinsel merkezin kumandası altında çalışır. Hipofiz ön lobundan salgılanan ve yumurtalıkların çalışmasına aracılık yapan hormonlara “gona-dotrop hormonları” denir. Yumurtalıklarda salgılanan hormonlar ise östrojen ve progesteron hormonlarıdır.
Östrojen hormonu dişide ikincil cinsiyet niteliklerinin oluşmasını sağlar. Memeler gelişir/cinsel bölge ve koltuk altında kıllarıma görülür, vücut yapısına ait özellikler belirir, ses kadınlara has tonunu kazanır. Ayrıca östrojen hormonu, kadının sinir sistemi ve ruhsal durumu üzerine de etkilidir.
Progesteron hormonunun ise genel anlamda en önemli görevi dölyatağma gebelik mahsulünün yerleşmesini, gelişme ve korunmasını sağlamaktır. Erginlik çağma gelip vücutta yapılan cinsel hormonlar belirli bir düzeye ulaştıktan sonra, âdet kanaması, belli bir düzen içinde her ay görülür. Normalde âdet kanaması her 28 günde bir gelir ve genellikle 3-5 gün sürer ve kanama süresi en fazla 6-7 gündür. Bir âdetten diğer âdete kadar geçen süreye “siklus” denir. Her siklusta bir yumurta hücresi gelişir, olgunlaşır ve döllenmeye hazır bir duruma gelir.
Bütün bu olaylar hormonların etkisi altında olur. Siklusun amacı kadını üremeye hazırlamaktır. Bu gelişmeler beyindeki hipotalamus denen merkezden kalkan uyarıların sonucu, beynin alt kısmındaki hipofiz bezinin ön lobundan çıkan gonodot-rop hormonlar denen birtakım hormonların (FSH, LH, LTH) yumurtalıkları uyararak, oradan östrojen ve progesteron hormonları salgılamaları sonucu oluşur. Siklus boyunca iki önemli olay görülür. Bunların birincisi bir âdet kanamasından sonra aşağı yukarı 14. gün civarı görülen yumurtlama olayıdır. Bu olay kadınlar tarafından genelde hiç fark edilmez.
Yumurtlama yukarıda adı geçen hormonların belli bir düzeyde bulunuşu ve birbirlerine etkileriyle olur. Bir taraftan siklusun ortalarında yumurtlama olurken, bir taraftan da dölyatağında döllenmesi olası yumurtanın yerleşebilmesi için birtakım değişiklikler olur. Siklusun görülen ikinci önemli olayı ise âdet kanamasıdır. Eğer bu arada bir gebelik başlamazsa, aşağı yukarı 14 gün sonra dölyatağının gebeliğe hazırlanmış olan bu içyüzeyi gene hormonların belirli düzeylere ulaşması sonucu âdet kanaması şeklinde dışarı atılır. Âdet kanamasının fizyolojik sınırlar içinde olması için dölyatağmın içyüzeyi yani endometrium, yumurtalıklar, beyindeki hipofiz ön lobu bölgesi ve hipotalamustaki odağın arasında uyumlu bir çalışma düzeni gereklidir.