Cariyelik
Cariyelik Türklerde odalık, kadın köle veya kadın hizmetçi olarak anlaşılmıştır. Göktürklerdeki “küng” sözü köle statüsündeki bir cariye demektir. Ancak Türk kızları için böyle bir durum, Göktürk yazıtlarında gerçek bir felâket olarak tanıtılıyordu. Yalnızca bir Türk hakanı veya zengin bir Türk erkeği için cariye alma hakkı verilmiş gibi görünüyordu. Cariyenin çocuklarının durumu ile miras hakları ise çok karanlıktır. Göktürk, Selçuk ve Osmanlılarda birinci kadınlardan; Hunlar ile Timurlularda bir “kuma” geleneği vardı. İkinci kadından sonra kaim ve nikâhla alınan kadınlar ise kumadırlar; cariye değildirler. Buna rağmen Türkmenlerin şeceresindeki Oğuz destanı parçasına göre, kumalardan doğan çocuklar bile, soylu olmayan ve aşağı derecedeki Oğuz boylarını meydana getiriyorlardı. Hunlar ile Göktürklerde de bu, kesinlikle öyledir. Aslında bugünkü Batılı zenginlerin kadın çevreleri ve sekreterleri ile olan ilişkilerini düşünürsek, cariyelik müessesesini de romantikleştirmeye ve büyütmüş olmaya bir gerek yoktur. Aralarında yalnızca zaman ve yer ayrılığı vardır.