Ergenlikte Sosyalleşme

Çocuklar büyüdükçe arkadaşa verdikleri önem artar. Yedi yaşlarından sonra arkadaşlarının çocuk üzerindeki etkisi hissedilmeye başlanır. Özellikle ergenlikte arkadaşa verilen değerin önem kazandığını görmekteyiz.
Çünkü ergenlerin arkadaşları ile ilişkileri, anne-babaları ve öğretmenleriyle kurduğu ilişkilerden farklıdır. Büyüklerle genellikle otoriteye dayalı bir ilişki vardır. Anne-baba yol gösteren, doğruları söyleyen ve karar verendir.
Buna karşılık akranlarla beraberlik farklı bir ilişkiyi gerektirir. Bu daha eşitlikçi bir sosyal teması gerekli kılar. Akranlar eşit bilgiye ve yetkeye (otoriteye)sahiptirler.
Akranlarıyla kurduğu ilişkide genç, başta eşitlikçi sosyal ilişki kurmayı öğrenir. Bu da onun kişiliğinin gelişimi için çok önemlidir. Çocuk arkadaş grubu içinde kendini ifade etmeyi, hakkını savunmayı öğrenir. Bu arada geçinmeyi, uzlaşmayı paylaşmayı da öğrenecektir.
Aynı zamanda ergen, aileden gelen değer yargıları ile arkadaşlarından gelen değer yargılarını birbirleri ile uyuşturma uğraşısı içindedir. Bunları uzlaştıramadığında seçimlerini yapmak zorundadır. Bu da ona “gerçekten ne istediğini öğrenmesi” fırsatı sağlar. Sosyal gelişme için ergenin akranları ile beraber olmasına ihtiyacı vardır.Arkadaşlığın önemini en iyi belirten cümle, Milan Kundera’mın Yaşam Başka Yerde adlı eserinden şu cümledir: ‘Yalnızca annesinin oğlu-kızı ya da sınıf öğrencisi değil, kendisi olduğu bir insan topluluğu bulmuştu.”
Gençler için arkadaşlığın önemi kendisini inşa etme ihtiyacını en iyi karşıladığı çevre olarak öne çıkar.
Akran hemcinsleriyle arkadaşlıkları
Ergenlik döneminde arkadaşlıklar farklı bir anlam taşır ve ergenler gerek çocuklardan gerek erişkinlerden daha kolay arkadaş edinirler. Yaşamın hiçbir döneminde ergenlik dönemindeki kadar yakın arkadaşlıklar kurulmaz ve gençler birbirlerinin gizli duygularını diğer dönemlerde görülmeyecek biçimde paylaşırlar.
Arkadaşlık anlayışı açısından, kız ergenlerin erkeklere oranla ilişkileri daha derin, bağımlı ve kıskanç nitelikte olduğu tespit edilmiştir. Erkek ergenlerin ise daha çok sayıda arkadaşları olduğu, ancak bu arkadaşlıkların daha yüzeysel olduğu belirlenmiştir.
Kızlar arkadaşlıklarından çok yakınlık, sadakat ve bağlılık beklerler. Buna bağlı olarak yoğun duygularından dolayı kolayca acı duyabilirler.
Gençler için özellikle akranlarla ilişkiler önemlidir. Daha büyük ve küçükleri dışlayarak akranlarıyla bir arada olmak isterler. Küçük kardeşlerini aralarına almadan baş başa vakit geçirmek hoşlarına gider.
Özellikle ön ergenlik döneminde hemcinsleriyle arkadaşlıkları oldukça sıkı fıkıdır. Onlarla geçirdikleri biyolojik değişime bağlı olarak hissetmeye başladıkları duyguları paylaşırlar.
Mesela kızlar yakın bir arkadaşıyla oğlanları çekiştirir. Bazen ilgi duyduğu bir kişi varsa onu konuşmak ister. Hislerini paylaşacağı akıl alacağı birine ihtiyaç duyar.
Bu sıralarda gençler olgunluktan uzak oldukları için birbirlerine uygunsuz davranışlar da gösterebilirler. Mesela arkadaşının sırrını yayarlar, kusurlarıyla dalga geçerler, dış görünüşüyle, giyimiyle ailesinin durumu gibi özellikleriyle aşağılarlar.Bunlar gençlerin duygu dünyasına aşın derecede tesir eder. Çünkü bu yaşlarda gençler “herkesin onun hakkında ne düşündüğüne” fazlaca odaklıdır. Sanki herkes işini gücünü bırakmış onu izliyormuş gibi hissederler. İleri yaşlarda belki de acı da olsa gülümsenerek hatırlanacak yarı kozmik bir olay, intiharı düşündürecek kadar önem kazanır bu çağlarda.
Oysa ön ergenlik dönemindeki arkadaşlıklar; ergenlik döneminin ortasında ve sonuna doğru önemini yitirecektir. Çünkü bu dönemin duygulan çok da uzun ömürlü değildir.Ergen kızınızın bu çağlarda hislerini ailesiyle paylaşabilmesi önemlidir. Eğer yaşadıkları nedeniyle yargılanır, tepki alırsa; sosyal cesareti kırılır, umutsuzluğa düşer. İçe kapanıklık, utangaçlık ya da genel bir soğukluk, sevgisizlik tutumu geliştirebilir.
Ancak yaşadıklarından ders alıp daha doğru tutumlar geliştirmeyi öğrenmesine yardımcı olursanız bu devreyi serinkanlılıkla atlatabilir.
Arkadaş grupları
Ergenlik dönemin başında arkadaş grupları 1-2 kişiden oluşurken ve daha çok sırdaş arkadaş niteliği taşırken, dönem ortalarında arkadaş sayısında artma olur. Bunun yanında grubun yapısal niteliğinde de değişiklikler görülmeye başlamıştır.
Genellikle her grubun kendine has bir sosyal havası vardır. Ergenlerden oluşan arkadaş gruplarında zamanla ve arkadaşlık ilişkilerinin artması ile bütünlük duygusu artabilir. Bu gruplardaki birbirine bağlılık bir bakıma “biz” duygusunu ortaya çıkarır ve bazen kendi grubundan olmayan diğerlerini “başkaları”olarak niteleyip, dışlayabilir. Bu duygular gruplar arası zıtlaşmaları ve çatışmaları doğurur.Mesela okulun erken gelişmiş, fiziksel yönden düzgün, sosyal imkânları geniş kızlarından oluşan “havalı kızlar” grubu gibi… Bu gibi gruplar diğer kızları dış görünüş ve yaşam standartları açısından değerlendirerek dışlayabilirler. Böyle gruplara katılmak; ergen kızınıza sahte bir gurur ve üstünlük duygusu yaşatırken hayata gerçekçi bakmayı engelleyebilir. Grubun insana en önemli etkilerinden birisi “grup arzusuna uyumdur”. Bir grupta gruptaki insanların “bir örnek” davranma eğiliminde olduğu gözlenebilir. Bu durumu; ortak tavır ve hareketlerde, giyimde, dinlenilen müziğin türünde ve konuşma tarzında gözleyebilirsiniz.
Aslında bütün sosyal gruplar böyledir. Yetişkinler de ait oldukları gruplardan dışlanamamak uyumlu olmaya çalışmazlar mı?
Ergenlik çağında ise gruba üye olma ihtiyacı daha yoğundur. Akran grupları bir yandan güvenlik ve ait olma duygusu verirken, öte yandan hem kendi aralarında, hem de diğer grup veya yetişkinlerle yarışma ortamı yaratır. Acı verici olayların ve duyguların grupta paylaşımı streslere karşı önemli bir “başa çıkma aracı” olur.
Genellikle akranlar birbirlerine cesaret ve akıl verirler. Mesela, istediği bir şey için büyüklerinden izin alamayan arkadaşlarına; “kızım sen ezik misin?” diyerek isyan etmesi için yönlendirirler.
Bu yaşlarda anne-babanın ve diğer yetişkinlerin dünya görüşleri reddedilir. Genellikle büyüklerine nasıl kafa tuttuklarım övünerek anlatırlar. Birbirlerini bu gibi davranışlara özendirir ve cesaretlendirirler.
Hatta birlikte dışarı çıkmak, gezmek, bir kıyafeti aldırara gibi bir isteklerini büyüklerine yaptırmak hususunda işbirliği yaparlar. Bu gibi konularda kendilerine ayak uydurmıyanları dışlarlar. “Bizim gibi olamayacaksan aramızda işin ok” tavrı takınırlar.
Mesela birlikte gittikleri yerden bahsederken izin alamadığı için gelememiş olan arkadaşlarına eziklik hissettikler. Genellikle bu yaşlarda acımasız, duyarsız bir tutuma “arkındırlar.
Bunun nedeni, grupta egosu çok gelişmiş, ya da bir tatminsizliğini grup içinde baskınlık göstererek gidermeye çalışan bir veya birkaç kişinin elebaşılık yapmasıdır. Diğerleri de onun tavırlarında bir kahramanlık görür, onun gibi olma hevesine düşerler.
Bunlar bazen okulda dikiş tutturamamış, aileden sorunlu; 2 tek tatmini arkadaş grubuna liderlik yapmak olan biri Oİabİ-§ lir. Bazen tam tersi; destek ve başarıyla egosu şişkinleşmiş n biri de olabilir. Diğer gençler onun etrafında toplanıp, onun O kişiliğine bürünmeye çalışırlar.
Böylece içinde bulunduğu arkadaş çevresinin değerleri ve dünya görüşü genç için önem kazanmaya başlar. Bazı du-JH rumlarda ergen akran grubuna kabul edilmek için veya arkadaşları tarafından onay görmek için; grubun değerlerini içten benimsemese bile benimser görünür.
Yaşıtlarıyla arkadaşlık kurmakta başarılı olamayan çocuk ve gençler, kabul edilmeme duygusu içinde güvensiz, kırgın ve küskün olur. Arkadaş grubunca itilme, akranları tarafından dışlanma, genci fazlasıyla üzer. Bu dışlanmayı yaşamamak için grubun etkisi altında hareket eder.
Ancak ailede değer gören, kendini ifade etmeyi başaran gençler, arkadaş çevresinin onayına aşırı bağımlılık duymayabilir. Çünkü kendisini aile içinde de bir birey olarak değerli hissetmektedir.
Ailelerin bu dönemlerde gençlerle diyalogu sürdürebilmesi çok önemlidir. Bazen grup liderlerinin saldırganca davranış sergilemesi ve suça eğilimli olması durumunda gruptaki gençler suç oluşturacak davranışlar da sergileyebilirler. Çünkü ergenlik dönemindeki gençler, grubun etkisine her zamankinden daha açıktır.Yada bazen grubun işlediği bir suça katılmak istemeyen üye cezalandırılmak istenir. “Bizi şikâyet ederse” korkusuyla gözü korkutulmaya çalışılır. Bu ve buna benzer durumları yaşamaması için gençlerin sosyal çevresi iyi takip edilmelidir.