Kayın ve Kayınlar
Türklerde “kadhın, kayın, kazın” şekillerinde söylenen kayınlık, kadın tarafı ile ilgili bir sözdür. Biz burada etimoloji yapacak değiliz. Yalnızca şunu söylemeliyiz ki, “ka” sesiyle başlayan sözler, çok yakın akrabalıkla ilgili sözlerdi. Türklerin duygu ile sözün başlayıp, birleştiği çağlarında oluan bir söz olsa gerektir. Bu sözün ilk şekli, “kadhin, katın” olmalıydı. Belki dünür evinden geldiği için bizim kadm sözümüz de bununla ilgili olabilirdi. Doğu Türklerinde “kadhin” olarak söylenen bu söz, Oğuzlarda “kayın” şeklinde söylenmiştir. Daha batıya, yani Kıpçak Türklerine doğru gidildikçe de kayın sözü, “kazın” diye söylenmeye başlanır. Türklerin ekzogami, yani dışarıdan kız alma ve kız kaçırma dönemlerinde, oğlan ailesi ile kayın evi arasında çeşitli anlaşmazlıklar vardı. Bu anlaşmazlıklar Dede Korkut kitabında da kendisini göstermektedir: İç Oğuz, oğlan evi; Dış Oğuz ise kayınların ailelerinin toplandığı yerdi. Dede Korkut’ta İç Oğuz ile Dış Oğuz arasında sık sık anlaşmazlıklar ve çekişmeler olurdu. Fakat “kalın Oğuz yığmak” yaptığı, yani kalabalık Oğuz toplandığı zaman, hepsi bir araya gelirler. Bügdüz Emen gibi dayılar, Oğuz’un büyük alpleri arasmda yer alırlardı. Hunlarda Mete ile torunlarının bağlı olduğu hakanlık boyu da, belirli bir boydan kız alırlardı. Bu kayın boyu da soyluydu ve devlet içinde, büyük bir saygıya sahipti. Uygur hakanlarının kız aldıkları Buğu boyundan da, burada söz açmak gereklidir. Kızgız Türkleri de kayınların bulunduğu, yaşadığı veya gelinin köyüne, “kayın yurdu” (kain curtu) diyorlardı.