Türk Aile Yapısı
Türk aile yapısı
Ancak bu konuya girmeden önce, Türk aile yapısına bir göz atmak gereklidir. Barthold’un da dediği gibi, Dede Korkut kitabında çok kadın alma yani (polygamy) ile ilgili, en ufak bir iz bile yoktur. Deli Dumrul hikâyesinde, karı ile kocanın birbirlerine karşı bağlılıklarını gösteren dil ve üslûba, belki dünya edebiyatında bile rastlanılamaz. Türklerde evlilik müessesesinin teori ve felsefesi işte budur. Bilge Kağan’ın hatunu, kocasına bir Çinli prensesi gelin olarak göndermedikleri için, Çin elçisini azarlamıştı. Bu, daha çok politika gereği bir kız almadır. Bu iş, ancak büyük hatunun rızası ile olabilirdi. Bununla beraber Dede Korkut kitabında, “kırk oynaşlı boğazca Fatma “dan da söz açılmıyor değildi. Kaşgarlı Mahmud’un da dediği gibi, “oynaş”, başkaları ile sevişen kadın demektir. Kadınların kötü yollara düşmelerinin bir sebebi de, yaratılış bakir anlamında, cinsî duygularına dizgin vura-mamalarmdan ileri gelir. Bu, bir hastalıktır. Türkler bu tip kadınlara da “ersek”, yani erkek düşkünü demişlerdi. Bunun diğer manası da, fahişe demektir. Anormal yaratılışlı kadınımsı erkekler için ise, XIV. yüzyıl Batı Türkleri “Irençli” diyorlardı. Bu konularda ölçülü olmak gereklidir. Büyük imparatorluklar kurmuş olan Türk illerinde, her zaman böyle şeyler olabilirdi. Câriye veya kölelerin değiş tokuşu, eski Türkçesiyle “kırkın koluşmak” da bir fuhuş değil, bir köle alımı ye satımı işiydi.